GÖKOVA’DA BİR HAFTA

Gökova Çocukluğumdan beri yaz tatilinin içindeyim. Bunu nedeni babamın kaptan olması ve her yaz onunla birlikte Ege ve Akdeniz’deki tüm koyları iş gereği gezmiş olmam. Mavi yolculuk bir tatil planı olsa da benim için gönül verdiğim bir iş. Tatil planları arasında mavi yolculuk yapacaklar ve nasıl bir şey olduğunu öğrenmek isteyenler için işte birkaç rota önerisi. İlk olarak, Gökova’da bir haftayı anlatacağım. Mavi yolculuğun en çok tercih edilen rotalarından birisidir Gökova. Eşsiz doğal güzellikleri yanı sıra mavinin ve yeşilin tüm renkleri bir aradadır.

1.Gün Meşhur Bodrum guletiyle limandan demir alınır. O gün gecelemek için gidilecek olan koy genelde Ada Boğazı yani nam-ı değer Akvaryum Koyudur. Akvaryum Koyu, denize girmek ve serinlemek için ideal yerlerden birisidir. Gece, güneşlenme minderleri üzerinde gökyüzünü seyrederek uykuya dalmak mavi yolculuğun vazgeçilmezlerinden birisidir. Size tavsiyem bu keyfi kaçırmamak için ilk gün kendinize dışarıda yatacak bir yer belirlemektir.

2. Gün Deniz üzerinde gün erken başlar. Sabah güneşinin yakıcı sıcağını üzerinizden atmak için doğruca denize atlamak en doğrusudur. Siz denizden çıkıp kurulanırken sabah kahvaltısı çoktan hazırdır. Kahvaltıdan sonra rota Orak Adasıdır. Deniz merasimi bitip öğle yemeği (musakka, pirinç pilavı, yoğurt ve mevsim salatası) yendikten sonraki rota Çökertme Koyudur. Çökertmeye girişte Çökertme şarkısını çalmayı ve parmaklarınızı şaklatıp bir iki dönmeyi unutmayın.

3.Gün Artık biraz yol alma vakti geldi. Üçüncü gün sizi iki buçuk saatlik bir yol beklemektedir. Bu süre boyunca sade kahvenizi yudumlarken (bu tabii ki benim tercihim😊) güneşin keyfini çıkarıp biraz bronzlaşabilirsiniz. Akbük’e vardığınızda artık kendinizi, koyun masmavi denizinin kollarına bırakabilirsiniz. Akbük, gecelemek için ideal bir koydur. Artık ertesi gün Sedir Adasına gitme vakti gelmiştir.

4.Gün Akbük’de güzel bir sabah kahvaltısının ardından Sedir Adasın’a gitmek için tekne demir almaya başlar. Sedir Adası (Kleopatra Adası) tarihi ve doğal güzelliklere sahip bir adadır. Rivayetlere göre, Kleopatra ve Antonius burada yüzmüşler ve plajın altın kumları özel olarak Kuzey Afrika’dan buraya gemilerle getirtilmiştir. Plaja giriş ücretli olsa da müze kartınız var ise kolaylıkla girebilirsiniz. Ancak size tavsiyem ada koruma altında olmasından dolayı, plaja giderken yanınıza terlik ve havludan başka bir şey alamamanız. Ada gecelemek için ideal olmadığı için öğle yemeğinden sonraki rota İngiliz Limanı (Otluk Koyu). İngiliz Limanı yolculuk boyunca görebileceğiniz en sakin koylardan biridir.

5.Gün 5. günün şafağında denize atlayın. Neden mi? Çünkü İngiliz Limanı sabahları çarşaf gibidir. Her gün olduğu gibi yine kahvaltıdan sonra demir alınır ama bu sefer rota İngiliz Limanı içindeki küçük yerleşkedir. Ağaçlar arasında küçük restoranlarda tekne için ikmaller yapılır. Tekne iskeleye yanaşacağı için yaklaşık iki saat deniz keyfinden mahrum kalırsınız. Ancak günlük ağaçları arasında güzel bir yürüyüş size iyi gelecektir. Geçen dört gün boyunca vücudunuza yüklediğiniz elektrik bu şekilde atılabilir. İki saat sonunda, Yedi Adalara doğru yola çıkılır. Küfre koyu kalmak için güzel bir yerdir. Ağustos böceklerinin sesi arasında mangal yanarken bir duble rakı iyi gider. (Yanındaki aperatifleri saymıyorum bile.)

6.Gün Yolculuğun en kötü günüdür altıncı gün. Çünkü sona bir adım kalmıştır. Altıncı gün geri dönüş başlar bu nedenle sabah 5’te yola çıkılır. “Bu kadar erken yola çıkmaya ne gerek var?” dediğiniz duyar gibiyim. Erken kalkan erken yol alır. Hem günün geri kalanı boşa gitmesin hem de öğleden sonra o rota biraz sallayabilir. Üç buçuk saatlik yolculuğun ardından Mazı Köyünden öğle yemeği ve denizin ardından Karaada Poyraz Koyuna gidilir. Poyraz Koyu sürekli rüzgâr alan bir koy olsa da özellikleri eşsizdir. Masmavi denizin içinde eski amfora kalıntıları, çeşitli sünger canlıları mevcuttur. Denizi biraz soğuktur ancak maviliği gördüğünüz anda soğukluğu hiç düşünmeden atlama isteğiniz gelecektir.

7. Gün Her güzel şeyin bir sonu vardır. Mavi yolculuğun son günü sabah erkenden demir alınır. Çünkü limana girmek ve yer bulmak denizcilerin yani bizim için tam bir yarıştır. Kahvaltının ardından eşyalar toplanır ve transfer için gelen araca valizler yerleştikten sonra bir haftalık mavi yolculuk noktalanır.